23 Aralık 2016
Sayı: SİKB 2016/01 (48)

Sermaye iktidarı dinci-mezhepçi-şoven histeriyi körüklüyor
“Kanlı da olsa, kansız da olsa” kazanan hep sermaye!
HDP’ye yönelik saldırılar sürüyor
Kayseri’de yaşanan faşist saldırılar üzerine
En büyük tekeller; en yoğun sömürü ve kölelik dayatanlar!
Kapitalizmin “fıtratında” ölüm ve yolsuzluk var!
Toplu Sözleşme Sempozyumu Sonuç Bildirgesi
Metal fabrikalarında TİS süreçleri devam ediyor!
“Süreci sonuna kadar götüreceğiz!”
Kamu Emekçileri Forumu’ndan Kamu Çalışanları Birliği’ne...
Burjuva diktatörlüğünün yönetim biçimleri
2016’nın aynasından geleceğe bakmak-1
Tetikçinin ölümü ve Paris katliamının sorumluları
Krizden “stratejik işbirliğine” Türkiye-Rusya ilişkileri
Suriye topraklarına gömülecek olan hayaller ve gerçekler
FARC: '80’li yılların tekrarı mı? - 1
Fidel ya da tarihte bireyin rolü
Kadın işçi grevlerinin gösterdikleri-2
Üniversitelerde gericilik tırmandırılıyor
19 Aralık Direnişi yol gösteriyor!
Bu düzende kimin yaşamı kutsal?
“Neşelen biraz, asla ölümden bahsetme, başaracağız!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Süreci sonuna kadar götüreceğiz!”

 

TÜMTİS İzmir Şube Başkanı Şükrü Günseli ile UPS Kargo’daki 3. dönem toplu sözleşme süreci üzerine konuştuk.

-UPS Kargo'da toplu sözleşme süreci ne aşamada?

-Şükrü Günseli: UPS Kargo’da 2000’i aşkın işçi arkadaşımızı kapsayan toplu sözleşmemizin, 3. dönem toplu iş sözleşmesi bir süre önce başladı. İkinci dönem toplu sözleşmemiz 1 Ağustos 2016 itibarıyla sona ermişti. Temmuz’da sendika olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetkiyi almak için başvurduk ve yetkiyi aldık. Üye arkadaşlarımızla yaptığımız görüş alışverişi ve anket çalışmasıyla nasıl bir toplu sözleşme istediklerini sorduk, bu konuda düşüncelerini ve taleplerini alarak toplu iş sözleşmesi taslağını hazırladık. İşveren tarafına verdik, böylelikle 60 günlük yasal süre içerisinde 9 kere müzakere toplantısı gerçekleştirdik. Bu süre içerisinde idari maddelerin çoğunda aşağı yukarı anlaşma sağlandı, bir iki madde ile ücret ve parasal hususlara ilişkin taleplerimiz kabul edilmedi. Taleplerimiz işveren tarafından karşılanmadı, bizim işverenden 1. yıl için %25 ücretlere artış talebimiz var, yine sosyal haklara da aşağı yukarı paralel düzeyde artış taleplerimiz var. Halihazırda işçilere yılda bir ikramiye ödeniyordu, biz yılda iki net maaş ikramiye talebinde bulunduk. Yani daha önce 4 ayda bir 15 günlük bonuslar halinde ödeniyordu, biz bonuslar değil bir hak olarak ikramiyenin yılda 2 net maaş olması gerektiği taleplerimizi ortaya koyduk. Onun dışında zaten var olan sosyal haklara yakacak, yemek ve öğrenim ücretlerine farklı düzeylerde artış talebimiz oldu. İşveren bizim taleplerimiz karşısında kabul edemeyeceğimiz düzeyde önerilerle geldi. Bunlardan yılda 2 ikramiyeyi kabul etmeyeceklerini, sözleşmenin birer yıllık dilimler halinde 3 yıllık sözleşmeye 1 maaş ikramiye farklı dilimlerle ek yapabileceklerini söylediler. Biz de 3 yıllık değil birer yıllık dilimler içinde 2 yıllık sözleşme istediğimizi belirttik, ancak anlaşma sağlanamadı.

-Süreç nasıl devam ediyor?

Şükrü Günseli: Uyuşmazlık zaptı tutuldu, resmi arabulucu tayin edildi resmi prosedür işletilmeye başladı, resmi ara bulucu yasal süresini tamamladı ancak anlaşma sağlanmadı ve resmi arabulucu uyuşmazlık raporunu ve tutanağını bakanlığa götürdü. Bize de bir hafta-on gün oldu resmi uyuşmazlıkla ilgili yazı geldi. Şimdi yeni bir süreç başladı, 60 günlük süreç başladı, bu süreçte ya işveren tarafı taleplerimizi kabul edecek ya da biz greve çıkacağız. Ancak bu süreçte işveren bize makul önerilerle gelirse ve işçi arkadaşlarla birlikte değerlendirmeye değer taleplerle gelindiğini düşünürsek, tekrar görüşme taleplerini değerlendiririz. İşçi arkadaşlarla konuşup oylamaya sunarız gelen teklif kabul çıkarsa sözleşme imzalanır, aksi takdirde greve çıkılır. Ancak grev olacağı anlamına gelmiyor, yasal süreç böyle işliyor. Geçtiğimiz yıl da toplu sözleşmede anlaşamadık, grev kararı aldık, uyuşmazlık tutanağı tutulmuş, arabulucu raporu bakanlığa gitmişti. Daha sonra yasal sürecin sonuna doğru biz sendika olarak grev kararı alma noktasına geldiğimizde işveren son bir öneri getirmişti. Biz de bütün bölgelerde eş zamanlı üye toplantıları yaparak son öneriyi işçilerin tercihine ve iradesine sunmuştuk. Sandık koyarak gelen öneriyle toplu sözleşme imzalansın mı, imzalanmasın greve mi gidelim diye oylama yaptık. Aşağı yukarı Türkiye genelinde imzalansın çıkmıştı. Bunun üzerine biz de toplu sözleşmeyi imzalamıştık. Dolayısıyla bu dönem de her şey bitmiş değil ancak süreç böyle işliyor.

-Son olarak ne demek istersiniz?

Şükrü Günseli: İşveren bize maliyetin yüksek olduğunu, diğer kargo şirketleriyle rekabet edemediklerini gerekçe gösteriyorlar. Kargo şirketlerinin şöyle bir yanı var; sektörün tamamında örgütlü olunmamasından dolayı bazı kargolar 11-12 saat çalışıyor. Asgari ücret, yol ve yemeğin dışında hiçbir şey yok. Şimdi bizim arkadaşlarımızın çalıştığı gerek UPS de, gerek DHL Lojistik'te çalışma saatleri yasanın öngördüğü şekilde haftalık 45 saattir. Bu 6 ya da 5.5 güne bölünerek çalışılır, bu çalışma saatlerinde kaydırma olmaz. Oysa diğer kargolarda haftalık 60-70 saat çalıştırılıyor. Ancak bunun ücret olarak karşılığı yok, tek başına mesai ücreti bile diğer kargolara karşı bir maliyet artışı getiriyor. Bunun yanında ikramiyesi var, yakacağı var vb. Evet, sektörel bazda böyle gerçekler var ancak bizim işçi arkadaşlarımızın açlık sınırının altında yaşamaya razı olmaları gerekmiyor, sonuçta burada çalışıyorlar ve örgütlüler. Örgütlü bir işçiyi örgütsüz işçiyle kıyaslayarak değerlendiremeyiz. Aksine örgütlü işçinin yaşam ve çalışma koşulları iyi olsun ki, kazanımları olsun ki örgütsüz işçi de örgütlenme ihtiyacı duysun. Bu nedenle işverenin bize gösterdiği gerekçenin bir önemi yok. Bu nedenle biz süreci sonuna kadar götüreceğiz.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

 

 

Bekaertte grev sürüyor

 

Bekaert’te 8 Kasım’da başlayan grev dayanışma ile büyümeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Bekaert yönetiminin işçilerin ailelerine gönderdiği mektuplarla işçiler üzerinde baskı kurma çabalarını boşa düşüren Bekaert işçileri kararlılıkla grevi sürdürüyor.

Fabrika önünde grev devam ederken işçilere destek ziyaretleri de artıyor. Geçtiğimiz günlerde Kocaeli Üniversitesi öğrencileri grevdeki işçilere destek ziyareti yaparken 16 Aralık günü de Emekli Sen Gölcük Şubesi grev alanında işçilerin yanındaydı. Grevdeki işçilere kendi yaptıkları ekmekleri getiren Emekli Sen üyelerinin desteği işçilerin beğenisini topladı. Ayrıca EMİS sözleşmesi kapsamında bulunan Birleşik Metal-İş fabrikalarından General Electric işçileri de 16.00-24.00 vardiyası çıkışında grev alanına giderek dayanışmayı yükseltti. Kocaeli’den desteklerin yanı sıra Belçika’nın Aalter kentinde bulunan Bekaert’e ait Aalter fabrikası işçileri de Bekaert işçileriyle dayanışma mesajı yayınladı.

20 Aralık’ta aralarında Genel Başkan Adnan Serdaroğlu’nun da olduğu Birleşik Metal-İş genel merkez yöneticileri, grevci işçileri tekrar ziyaret ettiler. Ailelerinin de desteklerde bulunduğu Bekaert işçilerine, Nakliyat-İş üyesi işçiler dayanışma ziyaretinde bulundu. Sendikaların yanı sıra Bekaert işçilerine tekil ve toplu olarak çeşitli iş kollarındaki işçilerden ve gruplardan da destekler sürüyor. Geçtiğimiz günlerde işçileri ziyaret eden Kocaeli Motorsiklet Topluluğu (KOMOTO), yine grev alanına motorlarla gelerek işçilerle dayanışma gösterdi. Bekaert işçilerine bir destek de yurtdışından geldi. IndustriALL Küresel Sendikası, Bekaert Çelik Kord’da grevde olan Birleşik Metal-İş Sendikası’na dayanışma ve destek mesajı yayınladı.

Öte yandan grev Bekaert yönetimini zora soktukça patronlar yeni yöntemlerle grevin etkisini kırmak için ellerinden geleni yapıyor. Bekaert yönetimi, kârlarını düşürmemek ve işçilerin grevini zayıflatmak için işlerin bir bölümünü Kartepe’de bulunan Çelik Kord’da tamamlamaya çalışıyor. Grevin etkisini kırmaya dönük bu hamleye karşı Bekaert işçileri, Çelik-İş Sendikası’nda örgütlü Çelik Kord işçilerini birlik olmaya, patronun cesaretini kırmaya çağırdı.

“İşçilerin birliği sermeyeyi yenecektir!” başlığı ile hazırlanan mektupta ilk olarak greve geliş süreci ve grevin talepleri anlatılarak zorluklara rağmen grevin devam ettiği vurgulandı. Grevin kazanımının tüm işçilerin kazanımı olacağına dikkat çekilen bildiride şu ifadeler yer aldı: “Sizlerin 2017 sözleşmesi öncesi verdiğimiz bu mücadelede elde edeceğimiz kazanımlar eminiz ki sizin için de bir örnek teşkil edecektir. Kazanımımız sizin de kazanımınız olacaktır. Aksi durumda ise tüm Çelik Kord ve MESS grubundaki işçiler için zarara yol açabilir.”


 
§